Hayratlılık Bilinci ve Ofluluk
Sendromları
Hayrat’ta doğmuş 7 yaşından sonra İstanbul'da yaşamış 20 yaşında
Hayrat'ı tanımış 54 yıllık hayatında sadece bir yılı Hayrat’ta
geçmiş bir Hayratlının olaya objektif bakışı,
Tarihte bilhassa Osmanlı'nın son dönemlerindeki kayıtlarda
Of'un (şimdiki Çaykara,Dernek pazarı ,Hayrat ve bazı beldeler)
çok önemli bir merkezdi. Başta ilim alanında iki adet medrese
(Üniversite) onlarca okul ve mahalle mektebi ile Osmanlının adeta
ilim adamı yetiştirme merkeziydi. bu gerçek şarkılara destanlara dahi
konu olmaktaydı.
Birinci Dünya ve İstiklal savaşı bu yörenin insanını ülkenin
dört bir yanında Şehit olarak hayattan kopardı, savaş yıllarından
sonra geçim sıkıntısı insanımızı tekrar yollara dökerek gerek hoca
olarak gerek işadamı olarak yurdun büyük bir bölümüne dağıttı. 80
yıllık Cumhuriyet tarihinde 81 ilin en ücra köyünde bir Oflu
hocaya,Oflu başarılı birçok iş adamına rastlamak mümkündür.
Bu bölgede o denli büyük ağırlığımız vardı ki Bölgede idari
yapılanma 20 nisan 1924 yılında yeniden düzenlediğinde Rize'nin İl olması Of'un ilçe
olarak kalmasını İlçe halkımız kabul edememişti çünkü Rize
1877 de yeni nahiye olduğunda biz Trabzon'un ilim merkeziydik. Ankara
bizi birde Rize'ye bağlayınca Of halkı top yekûn ayağa
kalkarak durumu protesto etmek için Rize Hükümet konağına yürümüş
büyük olaylar çıkmak üzereyken, Ankara hatasından bir kısmını telafi
ederek Of'u Rize'den alarak Trabzon'a bağlamıştır. aslında o
devirlerde Rize Of'a kıyasla köy hükmünde bir yerdi doğrusu Of vilayet
yapılarak Rize Of'a bağlanmalıydı. Of Karakteristik olarak ve coğrafi
alan olarak vilayet olmaya çok daha uygundu. Lakin bazı siyasi oyunlar
olayları bu şekilde geliştirdi. Of ile Rize'nin bu olaylardan sonra
birlikteliğine bölgede ve bütün yurtta bir kırıklık oluştu halen de
düzelmiş değil. Bizim temennimiz artık 80 yıl evvel yapılan bir
hatanın bugün kavgasının peşine düşülmesin. gönül ister ki bizim
insanımız Trabzon'u kabul ettiği ölçüde Rize'yi de komşu kabul etsin,
Kalplerdeki burukluk sona ersin, ön yargılardan vazgeçilsin. Bu konuda
görev önce Rize’nin büyüklerine düşmektedir. Tarihte Oflulara yapılan
bu haksızlığı kabul ederek dönüşü olmayan bu hatadan dolayı özür
dileyerek ortak sivil toplum örgütleri kurarak bölge halkı çok daha
aktif birliktelikler geliştirsinler.
Daha sonraları coğrafi nedenlerden dolayı oluşan idari
aksaklıkları telafi edebilmek amacı ile Of ilçemizin
Çaykara, Dernekpazarı ve Hayrat olarak bölünmesinin uygun olduğu
düşünülerek yeni idari yapılanmaya gidilmiş, Yeni idari kimlikleri
bazı vatandaşlarımız Ofluluktan kurtuluş olarak algılamak isteyerek
Ofluluğu ret yoluna giderken bazıları ise yeni idari kimliği kabul
etmeyerek dünyanın her yerinde kendini Oflu olarak lanse etmeye devam
etmiştir.
Doğal olarak her yetişen yeni nesil kendini bu anlamsız
ikilem içinde bulmuş çoğu zaman karar vermekte zorlanarak üçüncü bir
kimlik geliştirmeyi uygun görmüş (Trabzonluluk veya gurbetteki şehri
gibi.)
Bütün bunlar aslında başta devletin sonra bölge büyüklerinin
kültürel olgunluk ortaya koymamasından kaynaklanmaktadır. Başsız
,otoritesiz kalan insanlar millet olmak kadar önemli olan milletlerin
alt misyonu kabile,sülale,aile kurumlarını gereği gibi yeni nesillere
verememişlerdir. Bu gün dünyada bizim kadar atasını tanımayan başka
bir milletin olduğunu sanmıyorum çevremize baktığımızda dedesinin
babasını dahi tanıyan nerede mezarı olduğunu bilen %20 insan çok az
çıkar. Milli düşünce olarak, dini düşünce olarak bu çok ayıp bir
durumdur. bunun mahzurlarını şimdi görmekteyiz. biliyorsunuz Ülkemizin
her zayıf olduğu dönemlerde bazı emperyalist güçlerin himayesinde
komşumuz Yunanistan hiç savaşmadan ülkesinin topraklarını 300 küsur
yılda üç misli arttırdı. Ülkesine kattığı toprakların tamamını ne
yazık ki bizden aldı. şimdilerde bölgemiz üzerinde yeni oyunlar
sahneye koyarak bizlerin Rum olduğunu zorla Müslüman yapılarak Türk
kimliğine sokulduğumuzu iddia ederek bölge halkının maddi imkanlarla
gözlerini boyamaya onlara Rum kimliğini empoze etmeye başlamıştır.
Maalesef birçok duyumlarımızdan öğrendiğimize göre kimliksiz ve işsiz
istikbalsiz kalan gençlerimiz arasında bana göre geçim sıkıntıları
nedeniyle bu oyuna gelenler var toplum içinde kendilerini Rum veya
Pontuslu olarak lanse etmeye başladılar . birçok Internet sitesi
kurarak Laz'ca,Pontusça,Rumca olduğunu iddia ettikleri alfabeler
bilgisayar klavyeleri sözlükler yayınlamaktadırlar, bunların tamamının
sponsoru Yunan kökenlidir. Bunlara bir şey demiyorum adamlar bir şeye
inanıyor gereğini yapmak için her hileye baş vuruyor. Ya biz ne
yapıyoruz. Bir MERNİS projemiz var (Merkezi Nüfus İşleri) herkes
Osmanlı kayıtlarına göre en az 350-400 yıllık atasını şeceresini
öğrenecek on yıllar oldu somut bir gelişme hâlâ yok birileri soyunun
hoşuna gitmeyeceği bir gerçekle karşılaşmak istemiyor, Bazıları bu
ülkenin insanının ilk çağlardan beri Turan ırkı kabilelerden
oluştuğunun resmileşmesini istemiyor olabilir.
Aslında çok eskilerden beri evrensel bir uzantısı mevcut
olan Of Bölgesi Osmanlının 1600’lerin başından itibaren bölgeye
başta Anadolu'dan ve Kafkaslar’dan zaman zaman aile veya topluca
kabileler olarak bölgeye getirilerek iskanı sağlanmış bölgede
Hıristiyan nüfus azınlığa düşürülmüş ayrıca Osmanlının bunu yapma
sebebi bölgesinde büyük güç olan Türk kabileleri Başta Karamanoğlu
beyliği,Germiyanoğlu beyliği,bazı Kürt kabilelerini kendine rakip
gördüğünden dolayı güçlerini bölmek için bölgesinde başta kan davalı
kabileleri,maddi sıkıntısı olan topraksız kabileleri böyle teşvikler
verilerek yeni fetih edilen yerlere götürülürlerdi bilhassa
Balkanlarda bu gün yaşayan birçok aile atalarının Anadolu'nun
neresinden geldiklerini bilirler. Benim ailemde 390 sene evvel Aydın
İli Germencik İlçesi Üzümlü Köyünden Yakupoğlu sülalesine aittir.
fakat bu talihsiz ata bilinci, insanımızın bağlarını koparmış 18-19
yüzyıllardaki savaşlar insanımızı tarumar etmiş bu hâle getirmiştir.
Bu gün devletimizden istediğimiz, çok emek verilerek eski
arşivlerden kişisel çalışmalarla değil MERNİS kanunu gereği devletin
çalışmaları ile her bireyin atasını soyunu öğrenmesi sağlanmalı
ülkemizin birlik beraberliğine dinamit koymak isteyenlerin niyetleri
kursaklarında bırakılmalıdır.
Konuyu bu boyuta getirmek istemezdim. Lakin bölge halkı olarak
kim olduğumuzu insanımıza anlatmadan konuya girersem etkili
olmayacağını sanıyordum. Tarihi bu gerçekler düşünülerek bölgecilik
düşüncesinin fanatik ve bölücü boyutlarda olmasının ne kadar anlamsız
olduğunu vurgulamak istedim. Yani biz bölge halkı Türkiyeliyiz
Hayratlılık,Ofluluk,Trabzonluluk, Doğu Karadenizlilik bizleri izah
etmekten yoksundur. kifayetsiz kalır. inşaallah yarın MERNİS kayıtları
halkımızın bilgisine sunulduğunda herkes bu gerçeği görecektir.
Şimdi yapılması gereken idari hiyerarşi gereği mensup olduğumuz
ili,ilçeyi,köyü kabul ederek aslında gönülde sevgilerimizden asla
taviz vermeden kendi yaşadığımız bölgenin birlik beraberliğini
bozmadan tatlı rekabetlerle çevremiz için çalışmaktır. bu çevre
millet olma bilincinde bütün dünya Türk ve Müslüman âlemini kuşatmalı
, Devlet olma bilicinde 81 vilayetimizi kuşatmalı, şehir olma
bilincinde Trabzon ve ilçelerini kuşatmalı, İlçe olma bilincinde
Hayrat Mahalle ve köylerini kuşatmalı, Mahalle bilincinde
muhtarlığımızın bütün ailelerini kuşatmalı, aile bilincinde
sülalemizin en ucundaki fertleri dahi kuşatmalıdır.
Bu hiyerarşi gereği önce kendimizi,sonra ailemizi,sonra
komşularımızı,sonra ilçemizi,sonra ilimizi,sonra yurdumuzu,sonra bütün
Türk ve İslam âleminin selametinin sağlıklı ve mutlu olarak devamını
sağlamak için gereken birliktelikler kurulması için çalışmalıyız.
Bu nedenle Ailemiz içinde ayrı bir cemiyet , köyümüzde ayrı
bir cemiyet, ilçemizde ayrı bir cemiyet, ilimizde ayrı bir
cemiyet,devletimizde ayrı bir cemiyet, dünyada ayrı bir cemiyet
kurulmasını kurulmuş olanların sağlıklı çalışmasını sağlamak için
üzerimize düşen maddi manevi bütün görevleri yapmak hem dünyamız hem
ahretimiz için birinci vazifemizdir. lütfen bunu anlayalım ve
gereğini yapalım.
Bananecilik , nemelazımcılık çok yanlıştır, büyük bir hatadır.
sonu fert olarak da millet olarak da hüsrandır.
Kaynak:www.hayrat.net Abdullah Gözaydın
a@hayrat.net
|