Antik Mısır, insanoğlunun
binlerce yıl önce kurduğu sanat ve bilim yönünden en etkileyici
medeniyetlerden bir tanesidir. Eski Mısırlılar, ilkel bir toplumun
devamı olamayacak kadar engin bir tecrübeye ve bilgi birikimine
sahiptiler. Putperest sapkın bir dine mensup olan Mısırlılar
arasında Hz. Nuh döneminden, Hz. İbrahim döneminden gelen sanat
bilgisine sahip olan ustalar vardı. Bu Musevi ustalar, geçmiş
peygamberler döneminden öğrendikleri bilgileri kullanıyorlardı.
Günümüzde dünyanın pek
çok bölgesinde, Mısırlıların ulaşmış olduğu medeniyet seviyesine
ulaşılamamıştır. Örneğin bugün Afrika'nın çeşitli bölgelerinde,
Güney Amerika'nın bazı yörelerinde, Asya'nın çeşitli topraklarında
Mısır da dahil olmak üzere pek çok bölgede, medeniyet seviyesinden
çok geri bir yaşam sürülmektedir. Tıp, anatomi başta olmak üzere
şehir planlamacılığında, mimaride, güzel sanatlarda, tekstilde çok
başarılı olan Mısır medeniyeti, bugün büyük bir takdirle ve hayretle
bilim adamları tarafından incelenmektedir.

Mısırlıların mumyalama teknikleri, oldukça gelişmiş tıp
bilgisine sahip olduklarını gösteren örneklerden biridir.
|
Tıbbın Kökeni
Antik Mısır'da
Eski Mısır'da
tıbbın ulaştığı gelişmişlik düzeyi oldukça şaşırtıcıdır. Kazılarda
ele geçen bulgular, arkeologların yanı sıra birçok tarihçiyi de
hayrete düşürmüştür. Çünkü hiçbir tarihçi MÖ. 3000'lerde yaşamış
eski bir medeniyetten böylesine gelişmiş bir teknoloji beklemiyordu.
Bugün
X-ışınları kullanılarak, mumyalar üzerinde yapılan incelemeler
sonucunda Antik Mısır'da beyin ameliyatlarının yapılmış olduğu
anlaşılmıştır.34
Üstelik bu ameliyatlar oldukça profesyonel yöntemler kullanılarak
gerçekleştirilmiştir. Cerrahi operasyon geçirmiş mumyaların
kafatasları incelendiğinde, ameliyat yerlerinin düzgünce kesilmiş
olduğu görülmektedir. Hatta bu insanların ameliyattan sonra hayatta
kaldıklarını ispatlayan, kaynamış kafatası kemiklerine
rastlanmıştır.35

Diğer bir
örnek ise bazı ilaçlarla ilgilidir. 19. yüzyılda oldukça hızlı bir
ilerleme kaydeden deneysel bilim sonucunda tıp alanında da büyük
gelişmeler oldu. Antibiyotiğin keşfi de bu yüzyıldaki gelişmelerden
biridir. Aslında bunlara "keşfedildi" demek hata olur, çünkü bu
tekniklerin büyük bir bölümü Antik Mısır'da zaten kullanılıyordu.36

Mısır Firavunu Tutankhamun'un cesedi, içiçe geçen iki tabut içinde
muhafaza ediliyordu.
Mısırlıların tıp ve anatomide ne kadar ileride olduklarını gösteren
en önemli eserlerden biri de, kuşkusuz geride bıraktıkları
mumyalardır. Mısırlılar mumyalama konusunda yüzlerce farklı teknik
kullanmışlardır.
Cansız bedenin
binlerce yıl bozulmadan saklanabilmesine olanak sağlayan mumyalama
işlemi, aslında oldukça karmaşık bir işlemdir. Bu konuda
Mısırlıların kullandığı teknik özetle şu şekildedir: İlk önce ölünün
iç organları dışarı çıkarılır, burundan beyin alınır, vücut
sterilize edilir ve beden natron denilen bir madde ile sarılıp 40
gün bekletilirdi. (Natron; sodyum karbonat, sodyum bikarbonat ve
sodyum kloridle, sodyum sülfatın karışımından oluşan bir maddedir.)
Daha sonra bu madde vücuttan çıkarılır, kol ve bacaklar gibi vücudun
eklemli yerleri çamur ya da kumla sarılır, sonra beden reçineye
batırılmış ketenle, kokulu bir çeşit sarı sakızla ve tarçınla
sarılırdı. Bir çeşit merhemin vücuda sürülmesinden sonra da ince bir
keten tülle örtülürdü.37
Mısırlılar mumyalama
tekniklerini sadece insanlarda değil, farklı hayvanlarda da
denemişlerdir. Antik Mısır'da tıbbın oldukça gelişmiş olduğu, ele
geçen arkeolojik buluntulardan ve özellikle mumyalama tekniklerinden
açıkça anlaşılmaktadır. Ayrıca unutmamak gerekir ki, vücudun şeklini
bozmadan, ölünün tüm iç organlarını çıkartarak mumyalamaları, bu işi
yapan insanların, her organın yerini bilecek bir anatomi bilgisine
sahip olduklarını göstermektedir.
Mumyalamanın dışında
Mısırlılar tarafından 5000 yıl önce kullanılmış olan birçok tıbbi
teknik ve alet de yapılan araştırmalarda gün ışığına çıkarılmıştır.
Bu konuyla ilgili pek çok detay sıralayabiliriz:
-Mısır'da tıpla
ilgilenen rahipler, tapınaklarda çeşitli hastalıkları tedavi
ediyorlardı. Mısırlı doktorlar, günümüzdeki gibi farklı alanlarda
uzmanlaşmışlardı. Her doktorun kendine ait bir branşı vardı. Göz
doktorlarından, dişçilere kadar her konuda ihtisaslaşmış hekimler
hizmet veriyordu.
-Mısır'da doktorlar,
devlet denetimindeydiler. Eğer hastası iyileşmezse, yahut ölürse
devlet bu hatanın sebeplerini soruşturur ve doktorun kullandığı
yöntemin kurallara uygun olup olmadığını öğrenirdi. Tedavi
sırasında bir ihmalkarlık yapılmışsa, bu durum tespit edilir ve
doktora kanunlar çerçevesinde ceza verilirdi.

Smith papirüsü - Bu papirüste, Antik Mısırlıların, ketenden
yapılmış yara ve sargı bantları kullandıkları
anlatılmaktadır.
|
-Tapınakların her biri,
ilaçların hazırlandığı ve depolandığı tam teçhizatlı bir
laboratuara sahipti.
-Bilinen ilk eczacılık
uygulamaları, bandaj ve kompres kullanımı örneklerine Mısır'da
rastlanmıştır. Smith Papirüsü'nde, keten bezinden yapılan yapışkan
bantların yaraları kapamada ne şekilde kullanıldığından
bahsedilmektedir. Keten bez, bunun dışında bandaj için de uygun
bir malzemeydi.
-Arkeolojik
bulgulardan, Mısır'daki tıbbi uygulamaların tamamına ait detaylı
bir tablo ele geçmiştir. Bununla beraber, her biri kendi alanında
ihtisaslaşmış 100'den fazla doktorun ismi ve unvanı da
bulunmuştur.
-Ayrıca Kom Ombo'daki
bir başka tapınak duvarındaki rölyefin içine oyuk açılmış ve
buraya cerrahi aletlerin kutusu yerleştirilmiştir. Bu kutunun
içinde büyük metal bir makas, cerrahi bıçaklar, testereler,
sondalar, spatulalar, küçük kancalar ve pensler mevcuttu.
-Teknikler çok sayıda
ve çok çeşitliydi. Kırıklar, çatlaklar tam olarak oturtuluyor,
kırık tahtaları kullanılıyor ve yaralar dikişle kapatılıyordu.
Mumyaların çoğunda çok başarılı bir biçimde tedavi edilmiş
kırıklara rastlamak mümkündür.
-Mumyalarda herhangi
bir cerrahi dikiş izine rastlanmamasına rağmen yara dikilmesi ile
ilgili Smith Papirüsü'nde (bu papirüsün tamamı tıpla ilgilidir) on
üç referans mevcuttur. Bu, Mısırlıların estetik yara dikimini de
başarmış olduklarına işaret etmektedir. Yara dikiminde keten iplik
kullanılıyordu. İğneler ise muhtemelen bakırdandı.
-Mısırlı doktorlar,
steril yaralar ile enfeksiyonlu yaraları ayırt edebiliyorlardı.
Enfeksiyonlu yaraların temizlenmesinde keçi yağı, köknar yağı ve
ezilmiş bezelyeden oluşan bir karışım kullanıyorlardı.
-Penisilin ve
antibiyotiğin bulunuşu oldukça yenidir. Fakat Eski Mısırlılar bu
tür tedavilerin ilk organik versiyonlarını kullanıyorlardı.
Ayrıca, Mısırlılar antibiyotiğin farklı çeşitlerini biliyorlardı.
Belli türdeki hastalıklara uygun reçeteleri yazıyorlardı.38
Görüldüğü gibi Mısır
medeniyeti tıp konusunda oldukça önemli adımlar atmış, tedavi
yöntemleri geliştirmiş, uzman doktorlar yetiştirmiştir. Yapılan
kazılarda, tıp alanında sağlanan bu önemli başarıların yanı sıra,
Mısırlıların şehir planlamacılığı ve mimari gibi konularla da çok
ilgili oldukları ortaya çıkmıştır.
34. Moustafa Gadalla, Historical Deception: The Untold Story of
Ancient Egypt, Basted Publishing, Erie, Pa.USA, 1996, sf.295
35. Interview with Dr.Zaki Hawass, Director of the Pyramids,
http://www.pbs.org/wgbh/nova/pyramid/excavation/hawass.html
36. Moustafa Gadalla, Historical Deception: The Untold Story of
Ancient Egypt, Basted Publishing, Erie, Pa.USA, 1996, sf.296
37.www.trms.ga.net/~jtucker/lessons/ss/ancegypt.html
|