TRABZON EYALETİ VE
KIRIM HARBİ YARDIMLARI
Türk
tarihinin her karesinde Trabzon eyaletinin cansiperane
fedakarlıklar gösterdiğini kimse inkar edemez, Bu nedenle
Trabzonluya Türkiye'nin çimentosu tabiri, yakıştırması
meşhurdur.
Konu Kırım harbi ve zor durumda olduğundan dolayı
cepheye gidecek askerin ihtiyaçlarını görmekte aciz kalan
Osmanlı devleti, Ruslarla yapılan muharebelerde ordunun
ihtiyacını temin etmek maksadıyla iâne-i cihadiyye için
Osmanlı Hükümetince çeşitli vilayet, kaza ve sair mahallere
emirnameler gönderilmiştir.
Bu
doğrultuda Trabzon ve çevresinde orduya yardım çalışmaları
sürdürülüyordu, Devletin açtığı bu kampanyaya Trabzon
eyaleti ahalisinin vatanperverâne katıldıkları kayıtlardan
anlaşılmaktadır. Trabzon Rusya ile yapılan bütün savaşlarda
bir merkez üst olarak kullanılmıştır. Yardım
kampanyasına dair emirnamenin eyalete ulaşması ile toplanan
eyalet meclisince Halktan 250.000 K. toplanması
kararlaştırılmıştır. Durum halka bildirilmiş eyaletin en
ücra köşelerine kadar gidilerek halkın teberruları
toplanmıştır. Halk bu konuya çok ilgi göstermiş eyalet
meclisinin aldığı kararın iki karına yakın bir meblağ
456.250 K. toplanmıştır.
Bu paranın 250.000 K. Miktarı askerin ihtiyacı
için kullanılmış, kalanı merkeze yollanmıştır. Bu kampanyaya
iştirak edenlerin 459'u Müslüman, 127'si Rum, 24'ü Ermeni ve
11 Katolik cemaat mensubu olup toplamı 621 kişidir. Bu sayı
bazı yerlerde aile sıfatı ile gerçekleşmiş olmasından
anlaşıldığı üzere, yardım edenlerin kişi olarak çok daha
fazladır.
Trabzon
Merkezinden kampanyaya 162 kişi-aile katılmıştır,
Of kazasından yardım kampanyasına katılan hemşerilerimizin
detaylı kayıtları
No: |
Yardım
kampanyasına katılanın unvanı ve ismi |
Miktar K. |
1 |
Müdür-i kaza Osman Ağa |
2.000 |
2 |
Fotinoz karyesinden Hacı
Ömeroğulları |
1.500 |
3 |
Holaysa karyesinden
Baltacıoğulları |
2.000 |
4 |
Alano Karyesinden
Tiryakioğulları |
1.000 |
5 |
Alano Karyesinden
Galatoğulalrı |
500 |
6 |
Mitço Karyesinden Hacı
Salih Oğlu Mehmet Ağa |
500 |
7 |
Balaban karyesi Çufaruksalı
Hacı Mustafaoğulları |
600 |
8 |
Alano Karyesinden
Çilömeroğlu Ali |
500 |
9 |
Hacı Bektaşzade Mustafa Ağa |
500 |
10 |
Takaoğlu Hacı karaman ağa |
500 |
11 |
Makili hacı
Sarmısakoğulları |
500 |
12 |
Gül Hacıoğlu Ali |
500 |
13 |
Hastikozlu harun ağa |
500 |
14 |
Yığa
karyesindenHüsamoğulları |
500 |
15 |
Zisino Karyesinden
Balekoğlu Hacı Hüseyin |
500 |
16 |
Çufaruksa Keryesinden Hacı
keleşoğlu, hacı Ahmet Ağa |
500 |
17 |
Melisona karyesinden
Abdioğulları |
500 |
18 |
Melisona karyesinden Hacı
ömeroğlu Ali bey |
400 |
19 |
Hanedandan Hacı Osmanzade
Hacı gençağa |
1.000 |
20 |
Melinos Karyesinden Kaba
Hasanoğlulları |
400 |
21 |
Hundez Karyesinden
Devecioğulları |
500 |
22 |
Hundez Karyesinden
Arapoğulları |
350 |
23 |
Haksa Karyesinden Uzun
Alioğlu Mehmet Ali Ağa |
350 |
24 |
Tervel Karyesinden Kara
Alioğlu |
350 |
25 |
Tervel Karyesinden
Şaboğulları |
500 |
26 |
Fotinos Karyesinden Taka
oğlu Ahmet ağa |
500 |
27 |
Fotinoz Karyesinden Hacı
Osmanoğulları |
750 |
28 |
Kadahor KaryesindenKofioğlu
Abdullah Ağa |
1.000 |
29 |
Anaso Karyesinden Hacı Dola
Ağa |
500 |
30 |
Alisinos Karyesinden Hacı
Feyz |
500 |
31 |
Alisinos Karyesinden Hacı
Mehmet Efendi |
300 |
32 |
Alisinos Karyesinden
Mahmutoğlu Hacı Mehmet |
300 |
33 |
Şur KaryesindenKara
Hüseyinoğulları |
500 |
34 |
Kondu Kondu Karyesinden
Süleyman Beşeoğlu Memiş |
400 |
35 |
Kondu Karyesinden Hacı
hamzaoğlu mehmet |
300 |
36 |
Gorgoras Karyesinden
Mişoğlu Mustafa |
400 |
37 |
Gorgoras
Karyesinden Hacı paşalıoğlu Molla İbrahim |
300 |
38 |
Zeno Karyesinden Şahinoğlu
Hacı Mustafa |
500 |
39 |
Zeno Karyesinden
Turumatoğlu Molla Hüseyin |
400 |
40 |
Hopşara Karyesinden Demirci
hacı osmanoğulları |
500 |
41 |
Hazer Karyesinden
Birincioğlu Hacı |
350 |
42 |
Hopşara Karyesinden Hacı
kumbasaroğlu |
350 |
43 |
Hopşara Karyesinden
Mustafaoğulları |
400 |
44 |
Kadahor Karyesinden Hacı
Ahmetoğlu Mehmet |
400 |
45 |
Çufaruksa Karyesinden Hacı
ömeroğlu Hacı Salih Efendi |
500 |
46 |
Yavan Karyesinden
Atmacaoğulları |
500 |
47 |
Şur Karyesinden Kurtoğlu
Kocaağa |
400 |
48 |
Fotinoz Karyesinden
Takaoğlu hacı Mustafa |
500 |
49 |
Halman Karyesinden
Vahapoğlu |
500 |
|
Toplam |
27.800 |
Trabzon Eyaletinin mühim bir kazası olan Of ve havalisinden
Kırım savaşı münasebetiyle toplanan yardım için imkanlar
dahilinde o günkü şartlara göre katılımın çok yüksek olduğu
görülmektedir.
Kapmpanyaya katılım 49 kalem görülmesine rağmen gerçek
katılım çok fazladır, aileler, bazı yerlerde köyler
topladıkları yardımı bir kişinin adı ile göndermiş kayıtlara
böyle geçmiş olduğunu biliyoruz.
Of Kazası dahilinde toplanan paranın kişi başına 567,3
k. tekabül etmektedir. Tabloyu incelediğimizde yardım
yapanların Of merkezden çok Of köylerinden olduğunu
görmekteyiz. O günlerde Of kazasının birçok önemli
ailesinin listede yer almaması dikkat çekmektedir.
Kaynak: Trabzon Eyaleti ve Kırım Harbi (yardımlar) Sezgin
Demircioğlu - Nazım Kuruca, Trabzon belediyesi Kültür
yayınları
Not: Kitabın içeriğinde Trabzon
eyaleti yardım istatistikleri ve Kırım harbi sebep ve
neticeleri yayınlanmaktadır. Biz burada başka bir kaynaktan
kırım harbi konusunu yayınlıyoruz:
Sinop Baskını ve Kırım Harbi
KIRIM HARBİ (1853-1856)
Kırım Harbi, Osmanlı Devleti 'nin tarihte ilk kez İngiltere
ve Fransa'nın müttefiki olarak, Çarlık Rusya ile savaştığı
ve galip geldiği bir harptir. Harbin esas nedenini Rusya'nın
İstanbul ve Boğazları ele geçirerek, sıcak denizlere inme
politikası oluşturmuştur. Ancak, Rusya'nın yanılgısı Osmanlı
İmparatorluğu 'nun toprak bütünlüğünü korumak maksadıyla
Fransa'nın ve İngiltere'nin bu işe razı olmayacaklarını
hesaplayamaması olmuştur.

1853 yılı başlarında Rusya ile Osmanlı İmparatorluğu 'nun
Balkanlar ve Boğazlar sebebiyle arası iyice açılmıştır.
Özellikle Osmanlı Devleti 'nin 1839 yılından itibaren,
"Tanzimat" adı altında devletin bütün birimlerinde bir dizi
reformlar uygulayarak, İngiltere ve Fransa'nın sempatisini
kazanması, Rusya'yı oldukça rahatsız etmiştir. Bu sebeple,
Rusya Osmanlı idaresi altında yaşayan bazı azınlıkları
Hıristiyan potası altında toplayarak, hükümete karşı isyana
teşvik etmeye başlamıştır. Böylelikle, Rusya 1851 yılında
kendini davacı sıfatı ile diplomasi meydanına atmış ve
Hıristiyan halkının selamet ve refahlarını temin yolunda bir
takım icraat ve düzenlemeleri Osmanlı Devleti 'nden talep
etmiştir.
Bununla birlikte, Rusya'nın 1853 yılında Eflak ve Buğdan'ı
işgal etmesi Kırım Harbi ile bitecek olan yeni bir savaşın
başlangıcı olmuştur. Şöyle ki; Osmanlı Devleti , Rusya'ya
bir ültimatom vererek, Eflak ve Buğdan'ı boşaltmasını
istemiş, ancak bu istek kabul edilmeyince, Osmanlı Devleti
04 Ekim 1853 günü Rusya'ya savaş ilan etmiştir. Savaşa
Osmanlı Ordusu'ndan Ömer Paşa komutasında yedi bin kişilik
bir tümen katılmıştır. Başlangıçta Osmanlı orduları, Rus
ordularını Oranca, Kalafat ve Silistire'de yenerek, büyük
bir bozguna uğratmışlardır. Bu savaş sırasında Osmanlı
Donanması'nı takviye maksadıyla Mısır'dan da savaş gemisi
ile asker takviyesinde bulunulmuştur.
Bu dönemde Osmanlı Devleti 'nin Karadeniz Filosu ikiye
ayrılmıştır. Dört fırkateynden ibaret olan Birinci Filonun
başına Filo Komutanı olarak Mustafa Paşa getirilmiş,
gemilere iyi yetişmiş tayfalar görevlendirilmiş ve bu filo,
1853 yılının Kasım ayının son günlerinde cephane ve malzeme
götürmek üzere Batum'a hareket etmiştir.
İkinci Filonun başına da Patrona (Koramiral) Osman Paşa
getirilmiş, gemilere denizcilikle ilgisi olmayan yeni askere
alınan çiftçiler ve köylüler doldurulmuştur. Filo; Avnullah,
Nizammiye, Nesim-i Zafer, Fazlullah, Navek-i Bahri, Dimyat,
Kaadir-i Zafer, Necm-i Efşan, Fevzi Mabud, Gül-i Sefid,
Ereğli ve Pervaz-ı Bahri adlı gemi ve vapurlardan meydana
gelmiştir. Bunlardan "Dimyat" ile "Pervaz-ı Bahri"yi, Rus
seferi üzerine getirtilen Mısır gemileri teşkil etmiştir.
Anadolu
üzerine Batum üzerinden gönderilen sevkiyatı himaye için
Osman Paşa komutasındaki filoya İnceburun ile Amasra
arasında karakol vazifesi verilerek, havalar müsait olmadığı
zaman Sinop Limanı'na iltica etmesi emredilmiştir. Şiddetli
bir fırtınadan dolayı Osman Paşa filosunun Sinop'ta demirli
bulunduğu 30 Kasım 1853 tarihinde Amiral Nakhimov
komutasındaki Rus Filosu, Sinop Limanı'na girmiştir. O günün
Cuma olması sebebiyle Osman Paşa askerlerin çoğunu Cuma
namazı için şehre göndermiştir. Sinop Limanı ağzındaki
bataryalar ateş açtılarsa da Rus gemilerine isabet
ettirememişlerdir. Ruslar, kıyı boyunca tek sıra demirlemiş
olan Osman Paşanın gemilerine paralel olarak demir atmışlar
ve ateşe başlamışlardır. Gemilerin bir kısmı gemilere, bir
kısmı da Sinop şehrine ateş ettiğinden dolayı kısa zamanda
hem gemiler yanarak batmış, hem de şehirde yangın çıkarak
büyük hasar meydana gelmiştir.
Böylelikle,
Osmanlı-İngiliz ve Fransız yakınlaşmasına ve Boğazlardan
geçerek İstanbul'a gelen Müttefik savaş gemilerine karşı,
Rusya 30 Kasım 1853 tarihinde Sinop'ta Osmanlı Donanması'nın
büyük bir kısmını baskınla yakmıştır. Rus Filosu'nun bu
baskınında Osman Paşa ayağından yaralı olarak esir düşmüş,
gemilerdeki toplam 4200 personelden 2700'ü şehit olmuştur.
Sinop baskını sonrasında İngiliz, Fransız, Avusturya ve
Osmanlı Devletleri, 20 Ocak 1854 tarihinde yayınlanan
deklarasyon ile, Rusya'dan Eflak ve Buğdan'ı boşaltmasını,
tarafsız bir şehirde sulh görüşmelerine başlamasını talep
ettiler ise de Rusya bu teklifi red etmiştir. Bununla
birlikte, İngiltere ve Fransa 27 Şubat 1854 tarihinde
Rusya'ya bir ültimatom daha vererek, Eflak ve Buğdan'ı iki
ay içersinde boşaltmasını talep etmiştir.
Rusya'nın İngiliz ve Fransız ültimatomuna cevap vermemesi
üzerine 12 Mart 1854 tarihinde Osmanlı Devleti ile İngiltere
ve Fransa arasında bir anlaşma yapılmış; İngiliz ve Fransız
parlamentoları 27 Mart 1854 tarihinde Rusya'ya savaş ilan
etmişlerdir.Böylelikle, İstanbul ve Boğazların Rus tehdidi
altında olduğunu değerlendiren İngiltere ve Fransa, tarihte
ilk kez Osmanlı Devleti ile bir ittifak antlaşması
imzalayıp, Osmanlı Devleti yanında Rusya'ya karşı bilfiil
harbe girmişlerdir. 27 Mart 1854 tarihinde Kırım Harbi
başlamış, Sivastopol ve Kırım'a taarruz etmek üzere bütün
birlikler Bulgaristan/Varna'da toplanmıştır.
13 Nisan 1854 tarihinde İngiliz "Furious" gemisi, İngiliz ve
Fransız elçilerini almak maksadıyla Odesa'ya gitmiştir.
Ancak, Rus sahil bataryaları gemiye ateş açmışlardır. Bunun
üzerine ertesi gün yedi gemi daha giderek Odesa'yı
bombardımana başlamıştır. 22 Nisan 1854 tarihine kadar
karşılıklı savaş sürmüş ve sonunda müttefikler vazgeçerek,
Varna?ya çekilmişlerdir.
Kırım Harbi'nde başlangıçta otuz bin askerden oluşan 4
Fransız tümeni, yirmi bin askerden oluşan 5 İngiliz tümeni
ve yedi bin askerden oluşan bir Osmanlı tümeni görev
yapmıştır. Bunun yanı sıra, 15'i Fransız, 10'u İngiliz ve
9'u Osmanlı olmak üzere toplamı 34 gemiden oluşan bir filo
katılmıştır. Osmanlı gemileri Kayserili Ahmet Paşa
komutasında bulunmuştur. Mısır'dan da takviye olarak dokuz
savaş gemisi getirtilmiştir. Bu filoyu 50 buharlı harp
gemisi ile 300 nakliye gemisinden oluşan bir kafile
izlemiştir. Böylelikle, Kırım Harbi'nde Müttefik Donanması
toplam 384 gemiden meydana gelmiştir.
Tarihte "Kırım Harbi" adı verilen bu savaşın başlangıcında
Sivastopol Limanı ve Kalesi çevresine asker çıkartılarak,
kara savaşları ile birlikte deniz savaşlarına da
başlanmıştır. Ruslar, müttefik çemberini yarmak için sık sık
saldırıda bulunmuşlardır. 07 Eylül 1854 tarihinde Varna'dan
kalkan müttefik filo, Sivastopol yakınlarında, şehre 35
kilometre mesafedeki Kalimita Koyuna yetmiş bin asker
çıkartmıştır.
Sivastopol kuşatması çok uzun sürmüş, karaya çıkan askerler,
23 Eylül 1854 tarihinde Alma Savaşını kazanarak karadan
Sivastopol şehrinin önüne gelmiştir. Denizden de donanma
şehre sürekli top ateşinde bulunmuştur. Kayserili Ahmet Paşa
komutasındaki Osmanlı donanması Sivastopol önünde
bulunmuştur. Müttefikler bu şehrin tahrip edilmesine büyük
önem vermişler, zira, bu liman tahrip olunduğu takdirde,
Rusya için Karadeniz'de tecavüzi bir harekatta bulunmak
ihtimalinin kalmayacağını ve adı geçen denizin bu suretle
tarafsızlığının temin edilerek, Rusların kuzeye doğru
püskürtülmüş olacağını ve İstanbul'un kurtarılmış olacağını
değerlendirmişlerdir.
Bununla birlikte, 26 Ocak 1855 tarihinde Fransa ile dostluk
politikası güden, İtalya birliğini kurmaya çalışan Piemonte
(Sardunya) Prensliği de Osmanlı Devleti 'nin yanında harbe
girmiş ve Kırım'a 15 bin asker göndermiştir. Sivastopol
askeri limanı, Müttefiklerin çemberine alınmıştır. Tam altı
büyük muharebe olmuş ve Ruslar bu çemberi yaramamışlardır.
Savaş, 1855 yılının Eylül ayında daha da şiddetlenmiştir.
Bununla birlikte, Müttefikler, Rusya'yı barışa zorlamak için
Rusya'nın Boğazlar istikametinde, Akdeniz Devleti olmak için
kullandığı deniz kuvvetlerinin tersanesi olan Kırım'a
saldırıya başlamışlardır. Ardından, Kırım Yarımadası'nda
Yenikale ve Kerç alınarak, Azak Denizi'ne de girilmiştir.
Nihayet, 1854 yılının Ekim ayında başlayan kuşatma sonucu 11
aylık bir muhasaradan sonra 10 Eylül 1855 tarihinde Kırım
Yarımadası'nın en önemli şehri Sivastopol ele geçirilmiştir.
Bombardıman sonucu, Müttefiklerin ölü ve yaralı kaybı
hakkında 6147'den 12.340'a kadar muhtelif rakamlar vardır.
Rusların kaybı ise 13.500 kadar olmuştur.
Sivastopol'un işgali ile savaşın hızı kesilmiş, Ruslar sulh
çareleri aramaya başlamışlardır. Müttefik gemileri de yavaş
yavaş Varna'ya ve İstanbul'a dönmeye başlamışlardır.
Dünya Denizcilik tarihinin ilk çok uluslu amfibi harekatı ve
yelkenli savaş gemilerinin son deniz muharebeleri bu savaşta
icra edilmiştir. Sivastopol Limanı'nı bombalayan Müttefik
Filosu içinde Mahmudiye, Teşrifiye ile Peyk-i Meserret adlı
Osmanlı kalyonları da yer almıştır.
Kırım Harbi makine ve makineli gemi döneminin henüz
başladığı bir dönemde Osmanlı, İngiliz ve Fransız filolarını
üç yıl yan yana bulundurmuş ve bu yakın temas gerek Osmanlı
donanmasının gerekse de Osmanlı tersanelerinin gelişmesine
yol açmıştır. Bununla birlikte, Osmanlı denizcileri bu
savaşta gemilerin savaş idare konusunda ve tersanelerin
modern teknik konularında büyük tecrübe kazanmışlardır.
Çünkü İngiliz ve Fransız filoları kendi gemilerinin ve
özellikle makineli gemilerin onarım ve bakım ihtiyacını
karşılamak üzere İstanbul tersanesinde büyük yenilikler
yapmışlardır.
Diğer taraftan, Kırım Harbi aynı zamanda, Donanmadan yoksun
bir kuvvetin, Osmanlı İmparatorluğu 'nun bekasını
koruyamayacağının da bir göstergesi olmuştur. Bu harpte,
Osmanlı Donanması, Müttefik Donanmaya ait buhar makineli ve
zırhlı gemiler ile birlikte harekat yapmış; bu harekattan
alınan dersler ışığında, Donanmanın özellikle stimli ve
zırhlı gemiler ile güçlendirilmesi yönünde planlamalar
yapılmıştır. Donanmanın gelişmesine ve modernize edilmesine
büyük önem veren ve bu konuda her türlü imkanı seferber eden
Sultan Abdülaziz (1861-1876) döneminde, dış borç alınarak
gerek yabancı ülke tersanelerinde gerekse İstanbul, İzmit,
Gemlik ve Mudanya Tersanelerinde 25'i zırhlı olmak üzere
100'ü aşkın gemiyi ihtiva eden bir gemi inşa programı
realize edilmiş ve büyük bir deniz gücü oluşturulmuştur.
Netice itibariyle, Osmanlı İmparatorluğu , 1853-1856 Kırım
Harbi'nde, tarihinde ilk defa Batı ülkeleri ile işbirliği
yapmıştır.1856 yılının Şubat ayında imzalanan mütarekeyi
müteakip aynı yılın Mart ayında Paris Barış Antlaşması
imzalanmıştır. Bu antlaşma, tarihte ilk kez Osmanlı
İmparatorluğu 'nu Avrupa Devleti saymıştır. Ancak
Antlaşmanın çok ağır ve onur kırıcı iki hükmü daha
bulunmaktaydı. Bunlardan birincisi, "Osmanlı İmparatorluğu 'nun
toprak bütünlüğü Avrupa Devletlerinin garantisi altındadır",
ikincisi ise, "Osmanlı Devleti , Rusya ile birlikte
Karadeniz'de savaş gemisi ve tersane bulundurmayacaktır"
hükmüdür.
Bununla birlikte, Kırım Harbi, Osmanlı İmparatorluğu 'nun
Avrupalı Devletlerden ilk kez borç para alarak sürdürdüğü
bir harptir. Bu harp, devleti yalnız mali yönden etkilemekle
kalmamış, Tanzimat Fermanı ile başlayan ve devletin bütün
müesseselerini kapsayan ıslahat hareketlerini ve bu arada
Tersane ve Donanmaya yönelik girişilen reform çabalarını da
olumsuz bir şekilde etkilemiştir.
MAHMUDİYE KALYONU'NA AİT KIRIM HARBİ İLE İLGİLİ EFSANELER
1829 yılında İstanbul Tersanesi'nde Mühendis Mehmet Efendi
ile Mimar Mehmet Kalfa tarafından inşa edilmiş olan ve o
dönemde dünyanın en büyük gemisi olma sıfatının taşıyan üç
anbarlı Mahmudiye Kalyonu, Sivastopol'un bombardımanına
Müttefik Filo ile birlikte katılmıştır. İlahi güçler
tarafından korunduğuna inanılan, adeta bir "Hayalet gemi"
misyonu taşıyan Mahmudiye kalyonunun uzunluğu 201, genişliği
56 metre idi. 128 topu ile dünyanın en büyük gemisine
duyulan hayranlık, zamanla insanüstü varlıkların yardım
ettiği düşünülen bir efsaneye dönüşmüştür.
Mahmudiye Kalyonu'nun halk arasında gizli güçlere sahip
olduğuna inanılması da bu döneme rastlamıştır. Halk arasında
dolaşan rivayetlere göre, Kırım Harbi ilan edildiği gece,
Haliç'te demirli bulunan Mahmudiye Kalyonu aşka gelerek,
kendi kendine demirlerini koparıp, köprülere doğru yol
almıştır. Yine Sivastopol bombalanırken, Mahmudiye
Kalyonunun, kendiliğinden bir iskele bir sancağa döndüğü ve
her iki taraf topları ile kaleyi dövdüğü anlatılmıştır.
Kırım Harbi'ne katılan Ali Dayının anlattığına göre,
Sivastopol muhasarasına iştirak eden Müttefik donanmanın en
kuvvetli gemisi Mahmudiye imiş. Bir gece subaylar ve
askerler uyurken, gaipten gelen bir emirle kimsenin haberi
olmadan Mahmudiye savaş hattına varmış, limana girmiş, sabah
uyandıklarında kendilerini savaşın ortasında bulan
mürettebat ile Ruslar büyük şaşkınlık yaşamışlar, fırsattan
istifade eden Türkler Sivastopol'u bu şekilde
fethetmişlerdir. Günden güne artan hikayeler bu gemiyi bir
efsane haline getirmiştir. Halk, mübarek gecelerde ak
sakallı, sarıklı bir takım insanların, geminin güvertesinde
saf tutup, namaz kıldıklarını gördüklerini iddia etmiştir.
Bundan başka, Kırım Harbi'ne iştirak eden Mahmudiye'ye,
Barbaros Hayrettin'in bayrağının bir eşi yaptırılarak
çekilmiştir. Muhasara sırasında müttefik donanma
bayraklarının, Rus gülleleri ile lime lime olmasına
karşılık, bu bayrağa hiçbir şey isabet etmemesi de bu
rivayetlerin artarak devam etmesine neden olmuştur.
KAYNAKÇA:
Afif BÜYÜKTUĞRUL; Osmanlı Deniz Harp Tarihi, II.Cilt
Enver Ziya KARAL; Osmanlı Tarihi, V.Cilt
Nejat GÜLEN; Dünden Bugüne Bahriyemiz
Hayati TEZEL; Anadolu Türklerinin Deniz Tarihi
KOCABAŞ Süleyman; Tarihte Türk-Rus Mücadelesi
, Ali İhsan GENCER; Bahriye'de Yapılan Islahat Hareketleri
ve Bahriye Nezaretinin Kuruluşu
Türk Kültürü Dergisi, Deniz Kuvvetleri Sayısı, Sayı.117
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Web Sitesi |