|
Bundan 22 Sene önce Bugün tüm dünya Çernobil patlamasını öğrendi 26 Nisan’da gerçekleşen faciayı Ukrayna kamuoyundan 4 gün saklamıştı. Bu patlama aslında milyonlarca insanı mağdur edecekti. Çünkü Çernobil patlaması Hiroşima’ya atılan atom bombasından 100 kat fazla radyasyon yaymakta. Ve Bunun etkisi hala devam etmektedir. Türkiye’de özellikle batı Karadeniz bölgesinde ölümlerin %497' si Kanserden gerçekleştiği için Çernobil ismi sık sık geçmektedir. Avrupa’da 1996 yılında Tiroit kanseri miktarının 80'li yıllara göre 10 kat arttığını belirtmişti. Aşağıda bu konuda yaptığım kısa araştırmayı sizlere sunmak istiyorum. Umarım faydalı olur. Teşekkürler..
Çernobil reaktör kazası Çernobil reaktör kazası 20. yüzyılın ilk büyük nükleer kazasıdır. Ukrayna'nın Kiev iline bağlı Çernobil kentindeki Nükleer Güç Reaktörünün 4. ünitesinde 26 Nisan 1986 günü erken saatlerde meydana gelen nükleer kaza sonrasında atmosfere büyük miktarda fizyon ürünleri salındığı 30 Nisan 1986 günü tüm dünya tarafından öğrenildi.
Çernobil 4. Reaktörünün felaketten sonraki Hali. Kazanın Sebebi
1972’de Ukrayna’daki (O dönem SSCB’nin bir parçasıydı) Kiev’in 140 km kuzeyinde kurulan Çernobil Nükleer Santrali’nde ortaya çıkan kazaya her biri 1.000 Megawatt (MW) gücünde dört reaktördeki tasarım hataları ile reaktörlerden birinde güvenlik sisteminin devre dışı bırakıldığı bir sırada deney yapılması yol açtı. Deneyin yapılacağı 25 Nisan 1986’da önce reaktörün gücü yarıya düşürüldü ardından da acil soğutma sistemi ile deney sırasında reaktörün kapanmasını önlemek için tehlike anında çalışmaya başlayan güvenlik sistemi devre dışı bırakıldı. 26 Nisan günü saat 01:00’i biraz geçe teknisyenler deneyin son hazırlıklarını tamamlamak üzere ek su pompalarını çalıştırdılar. Bunun sonucunda gücünün yüzde 7’siyle çalışmakta olan reaktörde buhar basıcı düştü ve buhar ayırma tamburlarındaki su düzeyi güvenlik sınırının altına indi. Normal olarak bu durumda reaktörün güvenlik sistemine ulaşması gereken sinyaller de teknisyenler tarafından engellendi. Su düzeyini yükseltmek için buhar sistemine daha fazla su aktarıldı ve saat 01:23’de deneyin fiilen başlatılması için koşulların oluştuğuna karar verildi. Deneyin amacı reaktörün çalışması ansızın durdurulduğunda buhar tribünlerinin daha ne kadar süre çalışmayı sürdüreceklerini ve böylece ne kadar süre acil güvenlik sistemine güç sağlayabileceklerini öğrenmekti. Geri kalan öteki acil güvenlik sinyali bağlantılarını da kestikten sonra türbinlere giden buhar akışı durduruldu. Bunun sonucunda dolaşım pompaları ve reaktörün soğutma sistemi yavaşladı. Yakıt kanallarında ani bir ısı yükselmesi görüldü ve yapım özellikleri nedeniyle reaktör tümüyle denetimden çıkmış oldu. Tehlikeyi fark eden teknisyenler reaktörün durdurulmasını sağlamak amacıyla bütün denetim çubuklarını derhal sisteme sokmaya karar verdiler. Ama aşırı derecede ısınmış bulunan reaktörlerde saat 01:24’te yani deneye başlanmasından bir dakika sonra iki patlama oldu. Bu patlamanın ayrıntıları tam olarak bilinememekle birlikte denetim dışı bir çekirdek tepkimesinin gerçekleşmiş olduğu anlaşılmaktadır. Üç saniye içinde reaktörün gücü
%7’den %50’ye fırladı. Yakıt parçacıklarının soğutma suyuyla
karşılaşması suyun bir anda buhara dönüşmesine yol açtı. Oluşan aşırı
buhar basıncı reaktörün ve santral binasının tepesini uçurdu.
Reaktördeki zirkonyum ve grafitin yüksek sıcaklıktaki buharla
karşılaşması sonucu oluşan hidrojen yanarak bütün santralı ateşler
içinde bıraktı. Kazanın Etkileri Nükleer kalıntıların ürettiği radyoaktif bulut patlamadan sonra tüm Avrupa üzerine yayılmış ve Çernobil'den yaklaşık 1100 km uzaklıktaki İsveç Formsmark Nükleer Reaktöründe çalışan 27 kişinin elbiselerinde radyoaktif parçacıklara rastlanmış ve yapılan araştırmada İsveç'teki reaktörün değil Çernobil'den gelen parçacıklar olduğu tespit edilmiştir. Aynı şekilde İngiltere'nin Galler bölgesinde kazadan iki hafta sonra saptanan yüksek radyoaktif nedeniyle yeşil alanlara koyun ve sığırların girişi engellenmiştir.
Araştırmalarda ilk yıl doz açısından en fazla Avrupa ülkesi Bulgaristan olarak belirlenmiş. Sıralama açısından ise şemada yer alan ülkeler doz sırasına göre şu şekilde sıralanmıştır: Bulgaristan Avusturya Yunanistan Romanya Finlandiya Yugoslavya Çekoslovakya İtalya İsviçre Polonya SSCB Macaristan Norveç Demokratik Alman Cumhuriyeti Türkiye İsveç Federal Almanya İrlanda Lüksemburg İsrail Kıbrıs Fransa Hollanda Belçika Danimarka İngiltere Suriye Çin Japonya İspanya Hindistan Portekiz ABD Kanada Çernobil felaketinden sonra radyoaktif Sezyum-137'nin serpintisinin yayıldığı alanın haritası Çernobil reaktör kazasının Türkiye üzerindeki etkileri Çernobil Nükleer reaktöründeki patlamanın sonucunda çevre ülkelere yayılan radyoaktif parçacıkların büyüklüğü ve etkileri üzerine kazanın üzerinden geçen yıllarda ciddi bilimsel araştırmalar ne yazık ki yapılmamış ve radyasyon seviyesini gösteren sayısal değerler açıklanmamış olduğundan patlamanın hemen sonrasında Türkiye üzerindeki etkilerle ilgili yeterli veriye ulaşmayı imkânsızlaştırmıştır. Bu verilerin yokluğu sebebiyle yanda görülen çizim de dâhil olmak üzere çizilen haritalarda Türkiye hiçbir şekilde bu patlamadan etkilenmemiş gibi görünebilmektedir. Ancak Çernobil'in Avrupa üzerindeki etkilerini gösteren harita ve çizelgeler radyoaktif serpintinin çok geniş bir alanda yayıldığı ve Avrupa'daki pek çok ülkeyi doğrudan etkilediğini gösterdiği gibi ülkedeki Kanser vakalarının artışından da Çernobil'in sorumlu olduğuna dair şüpheler hâlâ devam etmektedir.
Türk Tabipler Birliği'nin ilk baskısı Nisan 2006'da yapılan "Çernobil Nükleer Kazası Sonrası Türkiye'de Kanser" başlıklı raporunda Çernobil ile sadece Karadeniz bölgesindeki Kanser vakaları arasındaki ilişki ortaya konulmuştur. Raporda Çernobil'deki patlama sonrasında oluşan radyoaktif bulutların 3 Mayıs 1986 Cumartesi günü Trakya'ya 4-5 Mayıs günleri Batı Karadeniz'e 6 Mayıs günü Çankırı üzerinden Sivas'a 7-9 Mayıs tarihlerin Trabzon-Hopa'ya ulaştığı 10 gün sonra da tüm Türkiye'ye radyoaktif parçacıkların yayıldığı belirtilmektedir. Yine raporda hatırlatıldığı üzere dönemin yetkililerin Çernobil'in Türkiye'de üzerinde önemli bir etkisinin olmadığı şeklindeki açıklamalarına karşılık radyoaktif değeri 600 Bq/kg’ın altında olduğu belirtilen ve İngiltere’ye ihraç edilen fındık İngiltere tarafından geri gönderilmiştir. Bunun ardından siyasi otoritenin Ünye’nin doğusunda üretilen ve radyasyon seviyesi yüksek kabul edilen 110.000 ton fındığın imha edilmesi şeklindeki kararı üzerine fındık borsasında fiyatlar arttı ve çikolata sektöründe şok yaşandı. Türkiye’nin kendi ürettiği AET’nin yüksek radyasyon içerdiğini belirttiği fındıkların imha edilmesi uluslararası etki yaratacaktı. Sonuç olarak o yıl 135.000 ton fındık ihraç edildi(19).
Ölümün adı: Çernobil...
Çernobil Nükleer Santrali’nin patlamasının üstünden tam 15 yıl geçti. Çevrebilimciler faciaya yol açan santralin kapatılmasını sevindirici buluyorlar. Ancak 1986'da yaşanan felaketin etkileri fazlasıyla görülüyor.
3 nolu reaktörün kontrol panelinde görevli memurlar... Bu reaktör 15 Aralık 2000'de kapatıldı ve çevreciler derin bir nefes aldı... Eski Sovyetler Birliği'nin Ukrayna ve Beyaz Rusya sınırındaki ormanlar ve terk edilmiş köylerin bulunduğu bölge geyik kunduz porsuk vaşak bizon gibi hayvan türlerinin ve beyaz kuyruklu deniz kartalı karaleylek yeşil turna gibi 270 tür kuşun barındığı Avrupa'nın en zengin doğal yaşam alanlarından biri. Böylesi bir biyolojik çeşitliliğe ev sahipliği yapan yer kuşkusuz milli park olarak korunmaya alınabilir. Ancak asıl şaşırtıcı olan bu muhteşem doğal güzelliklere sahip alanın 1986 yılındaki kazanın başrolünü üstlenen Çernobil Nükleer Santrali’nin çok yakınındaki "ölüm bölgesi"nde yer alması...
15 Aralık 2000'de 15 yıl boyunca çevreye büyük miktarlarda radyasyon yayan Çernobil Nükleer Santrali’nin işletmedeki son reaktörü kapatıldı. Ama yaban yaşamının yavaş yavaş Çernobil yakınlarındaki boşaltılmış alana doğru yönelmesi yaklaşan felaketin en açık kanıtı...
Bundan 15 yıl önce 25 Nisan 1986'da öğle yemeğinden çıkan bir mühendis belki yemeğin de verdiği rehavetle bir elektrik denemesi için RBMK tipi reaktörün "acil soğutucu sistemlerini" kesiyordu. Teknisyenler akşamüstüne doğru reaktörün gücünü minimuma indirmişlerdi.
Amaçları kendi gücüyle dönen tribünlerin elektrik debisini kontrol etmekti. Ancak bu durumda RBMK tipi grafit gaz reaktörlerinin müthiş bir istikrarsızlık kazanacağından haberleri yoktu. Uluslararası bir kaza: Radyoaktif reaksiyon… Çernobil'den yayılan radyoaktif bulut kümeleri Avrupa'ya doğru yöneldi ve birçok yeri olumsuz etkiledi. Dolayısıyla besin zinciri de bu durumdan payını aldı. Bu etkinin 50 yıl sürmesi bekleniyor. Bugün bile Bavyeral Ormanları'nda yaşayan geyikler ve yaban domuzlarında yüksek radyoaktiviteye rastlandı. Dahası Galler ve İskoçya'daki koyunlar için de durum aynı. 1986 yılında Avrupa'daki bakanlar bu koyunları bir süre kontrol altında tutmaya karar vermişlerdi. Araştırmalardan çıkan sonuca göre 10 ile 15 yıl arasında durum değişmeyecek. Ancak iyi bir haber de var; doğanın kendisini yenileme mekanizması o kadar iyi çalışıyor ki 50 yıl içinde Rusya'da yetişen bir mantarı yemek çok da zararlı olmayacak. Gece yarısı saat 1'i 23 dakika 58 saniye geçe ardı ardına gelen iki müthiş patlama yaşandı. Santralın 1016 bin ton ağırlığındaki damı bir fişek gibi gökyüzüne fırlamış; ardından da tüm gücüyle santralın üstüne düşmüştü.
İlk patlama sırasında 31 kişi hayatını kaybetmiş ve radyoaktif bulut ağır ağır bölgenin üzerine yayılmıştı. Açığa çıkan radyasyon korkunçtu: Dünya Sağlık Örgütü'nün açıklamalarına göre Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombalarının toplamından 200 kat fazlaydı.
Sovyet yetkilileri ilk başlarda felaket haberini gizlemeye çalıştılar. Kahraman itfaiye erleri yapı içinde başlayan 30 ayrı yangınla mücadele ederken rüzgâr radyoaktif bulutları İsveç'e kadar taşıdı. Yapılan açıklamalara göre Stockholm'deki radyoaktif kirlilik düzeyi 15 kat artmıştı. Ukrayna'da da resmi yetkililer suskundu. Kiev sakinleri Pripyat'a otobüs seferlerinin kaldırılmasının şaşkınlığı içindeydiler; çünkü yetkililer bu bölgeyi boşaltmışlardı. 3 Mayıs sabahı Kiev'deki bir yerel gazetede nükleer santralde yangın çıktığı haberi yer aldı. Şüpheli insanların zihinlerindeki soru işaretleri de aydınlanmaya başlamıştı mutlaka bir felaket yaşanmış olmalıydı...
Kaza sırasında 13 yaşında olan Kiev'li gazeteci Anastasia Zanuda "Sovyet yetkililer paniği önlemeye kararlıydı. Kent çıkışında ve her köşe başında insanların kenti terk etmesini engellemek için polisler duruyordu. Uçakta yer bulmaksa imkânsızdı. Çünkü hepsi parti yetkililerinin çocukları için ayrılmıştı" diyor.
Kazadan 36 saat sonra insanlar Çernobil'den uzaklaştırılmaya başladı. Bir ay içinde 30 km'lik çember içinde yaşayan 116.000 kişi boşaltıldı ve bunlara yeni evler verildi. Ancak birçoğu radyasyona maruz kalmıştı bile... Çoğu gönüllü 600.000 işçi onarım ve temizleme çalışmalarına katıldı. Yapılan ölçümlerde maruz kaldıkları radyasyon her biri için 165 "millisievert"ti... 10 millisievert insan için ölümcül dozu ifade ediyor. Prypyat kentinde temizleme çalışmalarına katılan görevliler ancak bir yıl sonra evlerine dönebildiler... Santralde gönüllü olarak çalışanların çoğu büyük acılar çekerek öldü. Patlamanın ilk saatlerinde göreve çağırılan itfaiye erlerinin vücutlarında radyasyon yanıkları baş gösterdi. Ağızlarında dillerinde küçük yaralar açıldı ve yaralar tüm vücutlarına yayıldı. Birçoğu iki hafta içinde öldü; çinko kaplı tabutların içine konarak kalın beton mezarlara gömüldüler.
Bu korkunç kazaya rağmen Çernobil kapatılmadı ve faaliyetini sürdürdü. Ama bu uygulama beraberinde birtakım kazalar getirdi. 1991 yılında 2 numaralı reaktörde yangın çıktı. 2000 Temmuz'unda yoğun yağışlar sonucunda 3 numaralı reaktörü su basınca yetkililer bu bölümü tamamen kapattılar.
Birimlerin kapatılmasına rağmen Çernobil'de güvenliğin sağlanması için sürekli bir mühendis ordusunun varlığı gerekliydi. Birimlerin kaplanmasında 250.000 ton beton kullanıldı. Böylece 180 tonluk yüksek radyoaktivite içeren yakıt kapatılmış oldu. Şimdi bu betonun yüzde 10'luk bölümü çatlaklarla doludur. Çatlaklardan sızan yağmur suları boruların dayanıksızlığı yeni bir facianın habercisi sayılıyor. Yeni bir çevre katliamına yol açılmaması için yeni bir lahit gerekiyor. Ancak bunun maliyeti 650 trilyon TL... Uluslararası bir soruna dönüştüğünden batılı devletlerin de 2007 yılına kadar bakım ve onarım eksiklerini gidermeye gönüllü oldukları biliniyor.
Gecikmiş olsa da Çernobil'in kapatılması çevre gönüllülerini bir hayli sevindirdi. Çevreci kuruluşların çoğu bu adımı kıtayı nükleer güçten arındırmanın ilk aşaması olarak değerlendiriyor. Kazanın ardından İsveç ve Hollanda nükleer güçten vazgeçti İtalya reaktörlerini kapadı.
Son olarak da Almanya 2021 yılı itibariyle nükleer güç ünitelerini terk edeceğini açıkladı. Avrupa nükleer güçten uzaklaşırken (Fransa hariç) yeşillerin zaferinin çok da uzun soluklu olmayacağı belirtiliyor.
Avrupa'da güvenli reaktörler bir bir kapatılırken Ruslar yenilerini inşa etme planları yapıyorlar ya da Çernobil tipi reaktörler üzerinde kozmetik değişiklikler amaçlıyorlar. Bu davranışları tümüyle ticari kaygılardan kaynaklanıyor. Batı Avrupa'nın enerji ihtiyacının farkına varan Rusya nükleer reaktörlerle kendi halkının enerji talebini karşılamayı doğal gaz kaynaklarını da Gazprom yoluyla Avrupa ülkelerine ihraç etmeyi düşünüyor. Kaynaklarda 2030 yılında bugün 29 olan nükleer santral sayısının 59'a çıkarılacağı belirtiliyor.
Litvanya'daki Ignalina güç istasyonu tipik bir Sovyet yapımı nükleer santral... Litvanya'nın enerji ihtiyacının yüzde 85'ini karşılıyor. Ancak ABD Enerji Bakanlığı tarafından dünyanın en tehlikeli istasyonu olarak değerlendiriliyor.
Sovyet yapımı RBMK-1500 su soğutmalı reaktörle (dünyadaki en güçlü reaktör modeli) çalışan sant-ral tektonik hata üzerine kurulu... Sadece 1998'de bu santralde 20'den fazla kaza gerçekleşmiş. Ancak Litvanya bu reaktörleri hâlâ kapatmamakta kararlı.
Ucuz nükleer güce olanak tanıyan RBMK tipi reaktörler Rusya'da çok fazla kullanılıyor. Ancak birçoğunun elektrik sistemleri acil sinyaller veriyor. Uluslararası Atom A-jansı'nın sözcüleri bu tip reaktörlerin Batı Avrupa ülkelerinde kullanılamayacağını çünkü güvenlik tertibatının çok ilkel olduğunu belirtiyorlar. Bu arada Avrupa'nın Rusya'ya Çernobil yerine iki yeni reaktör açması için para yardımı yapması da çok ilginç...
Uzmanlar 5 milyonu aşkın insanın yüksek düzeyde radyasyona maruz kaldığını söylüyorlar. Radyasyonun yüzde 40'lık bölümü Ukrayna Sovyetler Birliği ülkeleri ve Batı Avrupa'yı etkisi altına aldı. Ancak en çok mağdur olanlar Beyaz Rusya'nın fakir ülkeleri. Ülkenin dörtte birlik bölümü 264.000 hektarlık bir alan tarım yapılamaz durumda 485 köy ise tamamen boşaltıldı. Bir başka Çernobil mi? Bilim adamları Rusya'nın kuzeybatısında yer alan Deniz Kuvvetleri'ne ait Murmansk limanının ikinci bir Çernobil'e dönüşebileceği konusunda uyarılarda bulunuyorlar. Rusya'nın ekonomik çöküşüyle birlikte donanma gemileri ve denizaltıları emekliye ayrıldı. Nükleer güçle çalışan düzinelerce araç reaktörlerinden ve radyoaktif yakıtlarından arındırıldı. Ancak bunlar 500.000 nüfuslu kentin çok yakınında depolanıyor. Rus yetkililer bilgi vermek konusunda çekingen davranırken Uluslararası Atom Enerji Ajansı'nın verdiği bilgilere göre 150'ye yakın reaktör Murmansk'ta bekletiliyor. Sorun gün geçtikçe daha ciddi bir hal alıyor. Çünkü Rusya'nın bu başlıkları ve atıkları doğaya zarar vermeden yok edebilecek bir bütçesi yok. Moskova'daki yetkililer bu durumdaki nükleer maddelerle ilgili kaygının yersizliğini savunuyorlar. Sorumluluğun Rus hükümetinde bulunduğunu ve bu durumu kaldırabilecek güçte olduğunu iddia ediyorlar. Uzmanlar 5 milyonu aşkın insanın yüksek düzeyde radyasyona maruz kaldığını söylüyorlar. Radyasyonun yüzde 40'lık bölümü Ukrayna Sovyetler Birliği ülkeleri ve Batı Avrupa'yı etkisi altına aldı. Ancak en çok mağdur olanlar Beyaz Rusya'nın fakir ülkeleri. Ülkenin dörtte birlik bölümü 264.000 hektarlık bir alan tarım yapılamaz durumda 485 köy ise tamamen boşaltıldı.
Çernobil'in insanlar üzerindeki etkisi de korkunç… Temizleme çalışmalarına katılan gönüllüleri temsil eden Çernobil Sendikası kaza sonucu ölenlerin sayısının 15.000'i bulduğunu ve yaklaşık 50.000 kişinin de sakat kaldığını belirtiyor. Sendika başkanı Viaçeslav Grişin'in verdiği bilgilere göre 1991 yılından bu yana mağdurların sayısında 12 kat artış görülmüş. Dahası katlanarak artmaya da devam ediyor. Ukrayna Sağlık Bakanlığı üçte birini çocukların oluşturduğu 35 milyon kişinin ciddi rahatsızlık-larla pençeleştiğini açıkladı. Çernobil'in çevre yerleşimlerindeki kanser hastalarının oranı ulusal ortalamanın on kat üzerinde.
Kazadan bu yana Ukrayna'da tiroit kanserine yakalananların sayısı yine on kat artmış. Birçok bilim adamı kazanın etkilerinin yeni yeni çıktığı konusunda aynı kanıyı paylaşıyor. Çünkü radyasyon sinsice zarar veriyor ve olaydan 10 yıl sonra tanımlanamayacak hastalıklarla ortaya çıkıyor. 20 yıl sonra bile kötü huylu tümöre ya da tiroit kanserine yol açabiliyor.
Uluslararası Kanser Araştırmaları Derneği'nden Dr. Elisabeth Cardis'in önderliğindeki Dünya Sağlık Örgütü bilim adamları Beyaz Rusya'daki Gomel'de kaza günü dört yaşın altında olan çocukların yüzde 364'ünün tiroit kanserine yakalandığını açıkladılar. Radyoaktif "Kızıl Orman"da bulunan fare kalıntılarının genetik değişime uğradıkları görüldü. Beyaz Rusya'da yaşayan kadınların yaşam süreleri 74 yıldan 58'e inmiş durumda. 9 yıl içinde sakat doğan çocuk sayısı yüzde 20'lere ulaştı. Beyaz Rusya Sağlık Bakanlığı'nın verdiği bilgilere göre ülkedeki çocukların yüzde 29'u kronik hasta. Çoğu uzman bu durumdan Çernobil'i sorumlu tutuyor.
Ukraynalı bilim adamı Dr. Georgiy Lisiçenko Dinyeper Nehri'ndeki radyoaktivite düzeyi konusunda yetkilileri uyarıyor. Bu nehir Kiev'de ve ülkenin pek çok yerinde 30 milyon insanın içme suyunu karşılıyor; bunun yanı sıra tarlalarda sulama amaçlı kullanılıyor. Sadece insana değil doğaya verdiği zararlar da çok ürkütücü. Radyasyon 1.500 dönümlük ormanı yok etmiş durumda. Bazı tür hayvanlar ya yok olmakla yüz yüze ya da genetik değişikliklere uğramış. Örneğin fareler arasındaki farklılık ürkütücü boyutlara ulaşmış.
Bu nedenlerden dolayı bilim adamları Çernobil kazasının etkilerinin uzun dönemde araştırılması ve önlemler alınmasından yanalar. Bu kazanın önümüzdeki yıllarda da insan yaşamını olumsuz etkileyeceği çok açık. BM Genel Sekreteri Kofi Annan 2000 yılında yayımlanan BM Çernobil Raporu'nda 3 milyon çocuğun tedavi görmesi gerektiğini ve birçoğunun ana karnında öleceğini vurgulamıştı.
Daha kötüsü 71 milyon insanın gelecekte ciddi sağlık sorunları yaşayacağını belirtmişti. Korkunç patlamayla yayılan radyoaktivitenin etkilerinin tamamını 2016 yılına kadar anlamak biraz zor. Kofi Annan'a göre daha kötüsü gelmek üzere...
Bu Şehirde 26 Nisan 1986'dan Beri Kimse Yaşamıyor..
26 Nisan 1986'da akşam saatlerinde Ukrayna'nın Pripiat şehrinde hayat her zamanki gibi normal seyrinde devam ediyordu. İnsanlar işten çıkmış evlerinin yolunu tutmuş akşam yemeği hazırlanmıştı. Hiç kimse sabah gözlerini kendi yatağında açamayacağını uzun ve zorlu yollara düşeceğini aklının ucundan bile geçirmiyordu.
Bu bir korku filminin senaryosu değil gerçeğin ta kendisi. 22 yıl önce 26 Nisan akşamı Çernobil nükleer santralinin 4 numaralı reaktöründe bir patlama yaşandı.
Dünya bu faciadan zar zor haberdar oldu. Sovyetlerin iletişimi engelleme mekanizması tam olarak devreye girmişti. Ama sonunda korkunç boyutlara ulaşan nükleer faciayı gizleyememişti.
İşte o gece Çernobil'in 10 kilometrelik tehlikeli çemberine giren 49 bin nüfuslu Pripiat boşaltıldı.
Asker devreye girdi. Gece yarısından sonra başlayan acil boşaltma işlemi için yüzlerce otobüs şehrin merkezine dizildi.
İnsanlar evlerini bir anda boşaltmak zorunda kaldı. Boşaltma işlemi öyle hızlı gerçekleştirildi ki hiç kimse yanına birkaç parça giyecek ve belki de aile albümleri dışında hiçbir şey alamadı.
Pripiat'ı terk eden otobüs konvoyu 20 kilometreyi aştı. Boşaltma işlemi 30 saatte tamamlandı.
O gün bugün hayalet şehir olan Pripiat 900 yıl daha böyle kalacak. Bilim adamları Çernobil'den sızan en zararlı radyoaktif partiküllerinin yok olması için en az 900 yıl geçmesi gerektiğini söylüyor.
Tüm radyoaktif partiküllerinin tamamen yok olması için 48 bin yıldan bahsediliyor.
Pripiatlılar ise yeni bir yerde zor da olsa hayata yeniden başladılar. Tabii aralarından birçoğu radyoaktif etkiden kurtulamadı. Geriye kalanlar ise her şeye rağmen Pripiat'ı özlemle anıyor.
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması sonucu Hiroşima ve Nagasaki'ye atılan bombalarının 100 katı kadar radyasyon havaya karıştı radyoaktif bulutlar rüzgarında etkisiyle Güney Afrika'ya kadar ulaştı.
Yağan yağmurlar Karadeniz ve Edirne'de bulutları yere indirdi. En mütevazi rakamlara göre üç ülkede 146 bin kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı. Bu İtalya'nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor. 52 bin kilometrelik Danimarka büyüklüğünde bir tarımsal alan da kirlendi.380 bin kadar çocukta kan kanserleri tiroit sorunları ve anemiler saptanmıştır. Kazanın sonuçlarıyla başa çıkılması “temizlik” ve patlayan reaktörün üzerini örten lahdin inşa edilmesi işlerinde çalışan 600 bin insanın “radyasyona maruz kalmanın etkileri açısından sürekli olarak izlenmeleri gerekiyor. Yetişkinlerde tiroit kanserine rastlanma oranı kazadan sonra on kat artış gösterdi. 3 milyondan fazla insan faciadan doğrudan etkilenen Çernobil kurbanları statüsünde kayıtlı durumda. 25 milyon hektarı aşkın zengin tarım toprağında artık kullanılamıyor. Şu anda bir milyonu çocuk olmak üzere 35 milyon insan Ukrayna’nın radyasyonla kirlenmiş topraklarında yaşıyor. Sakat doğumlar ve büyüme bozuklukları Ukrayna’da %230 Beyaz Rusya’da ise %180 arttı. Şiddetli bağışıklık sistemi bozuklukları görülen çocuklara 2 ile 35 kat daha fazla rastlanmakta. 380 bin kadar çocukta kan kanserleri tiroit sorunları ve anemiler saptandı. 7.1 milyon insanın gelecekte ciddi sağlık sorunları yaşaması beklenmektedir. 3 milyon çocuğun tedavi görmesi gerekiyor Kaynaklar: wikipedi özgür Ansiklopedi internet haber Focus dergisi BÖLGE ÜZERİNDE
BUGÜN DAHİ GOOGLEDE KARARTMA UYGULANIYOR
|