Uzun gölü de katlettiler!

Sahil yolu projesi ve Hidroelektrik santralleri "HES" ile katledilen Karedeniz’de son kurban Uzungöl oldu.

Türkiye'nin en güzel doğa harikalarından Trabzon simgesi Uzungölün etrafına istinat duvarı ördüler.

Doğal sit alanı olmasına rağmen Gölün kenarından geçmekte olan yol ile göl arasına yapılan istinat duvarına yöre halkı da tepkili.

Çevrenin doğal hayatına büyük yıkım olan yeni düzenleme çevredeki doğal hayatı felç etti. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir katliam gerçekleşmemiştir.
 
Yöre halkı, bölgenin Doğal SİT Alanı olması nedeniyle evlerine bir çivi dahi çakamadıklarını ve restore edemediklerini belirtirken bu
istinat duvarı ile gölün doğallığına büyük bir darbe vurulduğunu ve gölün yapılan taş duvarlarla bir havuz haline getirileceğini söylüyor.

ULUSAL VE YEREL MEDYADA UZUNGÖL FERYATLARI:

Uzungöl tam bir doğa harikasıydı...yukarda gördüğümüz resimden şimdilerde eser yok...
Peki ama neler oldu neydi alınıp verilemeyen bu doğa harikasıyla..

Yaklaşık bir yıl önce yapılan ve daha sonra Uzungöl'ün doğal güzelliğini etkilediği gerekçesiyle tartışmalara yol açan 870 metre
uzunluğundaki istinat duvarının, Çevre ve Orman Bakanlığınca hazırlanan peyzaj projesi kapsamında yıkılarak yüksekliğinin
kısaltılmasına sonunda karar verildi verildi peki yapılmasına gerek var mıydı ki ?

6,5 metre olarak yapılan duvar çalışmalarla 2,8 metre civarına indirilecek..

Özel çevre koruma alanı olan bu bölgede çivi çakılması bile yasakken belediye başkanının çevrede yaptırdığı daha güzel görünüm

için bir kaç ufak tefek tadilattan dolayı bile dava açıldığını ve mahkemelik olduğunu bu yerden bahsediyoruz vu buraya yüzlerce metrelerce duvar örülüyor kimsenin de sesi çıkmıyor ..

Dünya'dan ve Türkiye'den yıl içinde çok on binlerce yerli-yabancı  turist ağırlayan Uzungöl adeta doğal görüntüsünden çıkmış nerdeyse suni bir havuz havasına büründürülmüş..

Peki ama neden,  bu değişim kime ne gibi yararı oldu?
Bu duvarın kimler düşündü? hangi kuruldan onay alındı?
Bu işten milyonlarca lirayı cebine kimler indirdi?
Bu kadar güzel ve doğal olan bir gölü  taş yığınına çevirmeye, ekolojik dengenin bozulmasına, gölde yaşayan canlıların yok olmasına değdi mi ?

Yapılan çalışmalarla kötü manzaranın yok olmaya başlar mı eski günlerine tekrar döner mi bence dönmez.. ''Bu gölün etrafında taş duvar yoktu ve su taşmazdı. Şimdi taş yığınlarıyla, iş makineleriyle, yıkılmış kayalarla dolu.
Anlatılması çok zor ama buraya gelen insanlar eski manzarayı biraz zor yakalayacaklar.

Aşağıdaki resimlerdeki doğal  görüntüler artık sadece fotoğraflarda kaldı...
Yöre halkı Kendi elleriyle ayaklarına gelen bu nimeti teperek Uzungölü ranta kurbat etti.
Bu güzelim doğa harikasını katlettiler ...

Saygılarımla..

Melek BAKIRTAŞ.. http://www.haydikaradenize.com
 

UZUNGÖL KATLEDİLDİ SIRA SERA’DA MI?

Muharrem Mermertaş
mmermertas@takagazete.com

Geçen hafta da yazdık, yazmaya da devam edeceğiz.

Trabzon’un Uzungöl Beldesi’nde hizmet adına yapılan katliama kimsenin sesi çıkmasa da bizim sesimiz çıkacak.

Üşenmedik araştırdık.

Trabzon’da yaklaşık olarak bin 200’e yakın dernek var.

Ve bu derneklerin 50’ye yakınında çevre ibaresi kullanılmış.

Ama ana tema olarak çevreciliği esas aldığını belirten 5 dernek bulduk.

Bu rakam hiç de az değil ancak tüm olup bitenler arasında bu derneklerden hangisinin sesini çıkardığını merak ediyoruz.

Galiba hiçbiri!

Olur-olmaz, alakasız konularda açıklama yapmayı görev bilen çevre derneklerinin Uzungöl katledilirken nasıl sessiz kaldığını,
konuya nasıl bu kadar duyarsız kalabildiğini hayretle izledik.

Buradan bu çevre derneklerini halka şikayet ediyoruz:

Karadeniz Çevreciler Derneği…

Akçaabat Çevre Koruma Derneği…

Uzungöl Çevre Kültür ve Yardımlaşma Derneği…

Çevre-Kültür Girişimcileri Derneği…

Yeşil Çevreciler Derneği…

Evet bu dernekler özleri itibarıyla çevre dernekleri olsalar bile görünen o ki bir kısmı sadece tabela ve lokal için kurulmuş, bir kısmı
da ‘çevre’ duyarlılığı adı altında ‘baş olma sevdası’na kapılanlar tarafından kurulmuş.

Uzungöl’de yapılan katliam Avrupa’nın herhangi bir ülkesinde olsa, bırakın çevre örgütlerini halk ayaklanır ve bu katliamı
yaptırmazdı.

Ama kılavuzu karga olanın…, diye bir atasözümüz vardır.

Bizim çevre örgütlerimizin sesi çıkmazken halktan bir şey beklemek biraz saflık olurdu.

Gelelim siyasi partilerimize.

Hükümetin temsilcileri ve idareciler nasıl böyle bir karara olur verir.

Hadi onları anladık.

Ya muhalefet; CHP, DSP, MHP, DP, ANAVATAN. Bu partilerin hiç mi duyarlılığı yok.

Hadi duyarlılıkları yok diyelim.

Uzungöl katliamının yerel siyasette oy alabilmek için bulunmaz bir fırsat olduğunu da kestiremeyecek kadar deneyimsiz mi bu
siyasetçiler.

Siyaseti ‘Belediye’yi alacağız’, ‘Belediyeyi vermeyeceğiz’ ile sınırlı mı zannediyor siyasi parti yöneticileri.

Şimdi duyuyoruz ki Uzungöl’ün ardından Sera gölünde de bir takım çalışmalar varmış ve orada da benzer bir duvar yapılması
gündemdeymiş.

AK Parti Milletvekili Mustafa Cumur geçenlerde gazetemizde de yer alan haberde Sera Gölü’nde incelemelerde bulunmuş ve
yetkililerden bilgi almıştı.

Akçaabatlı olan Sayın Cumur’un Sera Gölü’nde yapılacak olan bir tahribat veya doğanın bozulmasına izin vermeyeceğini
düşünüyoruz.

Sayın Cumur yetkililerden mutlaka bilgi almış ve Sera’nın doğasının bozulmaması gerektiği konusunda hassas davranılması
gerektiğini onlara söylemiştir.

Temennimiz odur ki Trabzon’un en önemli iki doğal güzelliği olan Uzungöl ve Sera, gelecek nesillere de doğal olarak bırakılsın.

Yerel siyasetçiler belli konularda hassas olamayabilir veya eksik bilgiye sahip olabilir.

Sivil toplum kuruluşları ve muhalefet partilerinin görevi gerektiğinde sivil itiraz, gerektiğinde sivil itaatsizlik yoluyla yanlışlara
müdahale etmektir.
------------------------------------------
YAŞADIKÇA
Bu ülkede bir tane Uzungöl`ümüz vardı. Uzungöl sadece Trabzon`umuzun değil, ülkemizin Uzungöl`ü idi. Ama şimdi yok oldu. Artık
Uzungöl diye bir göl yok! Uzungöl`ün yerine şimdi bir tane uzun havuz var

Uzungöl`e kıydılar

Bu ülkede bir tane Uzungöl`ümüz vardı. Uzungöl sadece Trabzon`umuzun değil, ülkemizin Uzungöl`ü idi. Ama şimdi yok oldu. Artık
Uzungöl diye bir göl yok!

Uzungöl`ün yerine şimdi bir tane uzun havuz var.

Uzungöl`de kurbağalar kıyıya çıkar avlanır, tekrar suya dalarlardı.

Yabani hayvanlar geceleri gelir su içerdi. Hemen dağın eteğinden inen tilki, gelincik, kirpi, Uzungöl`de su içerdi. Suyunu içerken
etrafına bakınır, suyla oynaşır, sonra tekrar doğanın koynuna ve koruyuculuğuna sığınırdılar.

Çekirgeler dağdan göle atlar, balıklara yem olurdu bazıları.

Gölün kıyısındaki küçük canlılar balıkların besin halkalarından birisiydi.

Göl ile doğa bir bütündü. Hayvanlarla su birlikteydi. Herkes ihtiyacını birbirinden karşılıyor, birbirini tamamlıyordu.

Uzungöl, göl olduğu için yerli ve yabancı turistleri kendisine çekiyordu. Bölge halkı Uzungöl`ü seviyor, onun bereketinden ve
güzelliğinden yararlanıyordu.

Sonra bir gün bir `hamdolsun`cu kafanın aklına, Uzungöl`ün etrafına yol ve duvar yaparak para kazanmak geldi.

Uzungöl`ün etrafının yol yapılması ve duvarla çevrilmesi iyi para kaldıracaktı.

Hemen kulisler başladı, araya adamlar sokuldu.

Uzungöl`ün uzun havuz olmasına ferman çıkartıldı.

`Hamdolsun` çevre bakanı da, turizm bakanı da, diğer bakanlıklar da; hatta Cumhurbaşkanı da aynı partidendi nasıl olsa.

Her şey `kazan kazan` taktiğiyle yürüyordu memlekette.

Kazananlar hep `hamdolsun` diyordu.

Kaybedenler ise malum…

Gene kazananlar kazandı ve Uzungöl`ün doğal yaşamla ilişkisi kesildi, müebbet hücre hapsine mahkûm edildi.

Bir ur gibi sardı etrafını duvar ve yol.

Artık ne sarı tilki içebilecekti suyunu, ne de boz kirpi.

Gelincikler de, sincaplar da gelemeyecekti yanına.

Yılanı çıyanı suyundan içemeyecekti.

Balıklar artık doğal besinlerini kaybetmişlerdi. Bundan böyle insanlara dileneceklerdi. Çünkü artık onlar göl balığı değil, birer havuz balığıydılar!

İhaleye veren de, ihaleyi alan da keyifliydi.

Geriye kalan ne insanlar, ne göl, ne balıklar, ne sarı tilkiler, ne boz kirpiler, ne yılanlar ve sincaplar, gelincikler, küçük mini minnacık canlılar… Mutlu değillerdi.

Çünkü Uzungöl artık uzun havuz olmuştu.

Her yerde rastlanan, sıradan bir havuz olmuştu.

Ve ben çok istememe karşın Uzungöl`ü göl olarak göremediğime yanarım. Çünkü hep Karadeniz turu hayal ettim. Ama bir türü
kısmet olmadı yurdumun bu bölgesini baştan ayağa gezmek.

Geç kaldım.

İşgalcilerin bile yapmadığını yaptılar Karadeniz`e.

Bir yanda sahil yolu, diğer yanda kentsel atıklarla sahili ve denizin katli…

Şimdide Uzungöl katliamı…

Karadeniz gezimde uzun havuza bakmaya sanırım özüm dayanmayacak.

Lanet olsun, üç beş kuruş için böyle bir doğa harikasını katleden anamalcı zihniyete ve doğa katillerine!

Enver Şat-enversat@mynet.com